Sayfalar

leyla etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
leyla etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Haziran 2014 Cumartesi

Aşk, Asla paylaşılmayan bir sır...

           Geri dönerken Kara Şahin başından geçen her şeyi anlattı, Yeye dinledi. İnandı mı? İnanmadı mı? Duyguları karmakarışıktı… Yusuf onu dinlerken Şahin’in külhan kardeşliğinden sonra kendisine ne derece güvendiğini ve kardeşliğini sahiplendiğini aklından geçiriyordu. Eğer güvenmeseydi, sevdiği kadının adını onunla paylaşmazdı. Hatta yine de paylaşmamalıydı. Kendisi yaşça ondan küçüktü, ama aşk bahsini onun kadar basit görmüyor, sevgiliye dair olan herşeyin değerli olduğunu düşünüyordu. Hem annesinden dinlediği öykülerde, hem babasından kalan elyazması risalelerde sevgilinin adının biriyle paylaşılması bahsi anlatılmıyordu. Aşk kitapları böyle bir bab açmamışlardı. Kitaplara göre bir sır olmalıydı aşk, asla paylaşılmayan sır… Hayır, hayır, kendisi Şehnaz’a olan aşkını asla kimseciklere paylaşmıyacaktı, paylaşmamalıydı. Eğer paylaşırsa içindeki aşkın azalacağından emindi. Okuduğu kitaplar bütün âşıklara sıkı sıkıya bunu tembih ediyolardı. “Aşk ki, ancak sır olarak kalırsa kalpte çoğalırdı.” Böyle demişti annesi bir seferinde ve sonra da ona Leyla’nın sırlarla büyüyen aşkının hikâyesine anlatmıştı. Eğer iki kişinin arasındakiler sır olmaktan çıkarsa yalnızca dillerde çoğalır, dostluğun, vefanın değerini düşürürdü. Hayır kesin kararlıydı, Şehnaz’ın aşkını yüreğinde saklayacak, ne Şahin’e, ne başkalarına söyleyecekti. Bimarhane’de onun adını söylediğinde hekimler çare mi buşabilmişlerdi sanki. Şehnaz’ın hayalinden utanmalıydı şimdi, adını deliler meclisinde andığı için. Kararlıydı; bir daha aynı hataya düşmeyecekti, Şehnaz’la alakalı hiçbir şeyi, hiçbir kimseyle paylaşmayacaktı. Ta ki aklını yitirmiş ve kendini kaybetmiş olsun…
♦♦♦
-derkenar-
aşk, asla paylaşılmayan sır
Leyla’ya sordular:
“Sen mi Kays’ı daha çok sevdin; yoksa o mu seni?”
Kara gözlü, kara saçlı, kara benli Leyla iç geçirdi, üzüldü:
“Dostlar, bu nasıl bir soru, bana böyle bir soruyu nasıl sorarsınız ki?!.. Elbette ben onu daha çok sevdim, onu beni sevdiğinden…”

“İyi ama Leyla. O senin için deliye döndü, çöllere düştü, adı Mecnun’a çıktı ve kurtlarla, kuşlarla konuşur oldu…”
“İşte bakın, o gitti, bana olan aşkını ona buna anlattı, ben ise aha şuracığımda, kalbimin içinde onun aşkını saklayıp durdum, hiç kimse ile ne paylaştım, ne kimseye dert yandım. Şimdi siz karar verin, o mu beni daha çok sevmiş; ben mi onu?!..